Masalcının Yaşadığı Bir Güneş Masalı..

Gönderen: Poetik Kaos Kategori: Genel Yorum Yaz

Ben o zamanlar çok gençtim.. Bilirsiniz, daha neyin ne olduğunu tam kestiremezsiniz ya. İşte tam o zamanlar. Günlerin sıkıcılığında, karanlık mı ya da aydınlık mı diye düşünürken. Bir gün bir güneş doğdu. Nerden çıktı? Nasıl oldu? Bilemiyorum. Günler aydın oldu. Bu tanrının insanlığa bir hizmeti olsa gerekti. Ama o zamanlar o güneş kendisinin farkında değildi. Her gün öylesine parlayıp duruyordu. Ama bu güneşin diğerinden bir farkı vardı. O güneşe baktığınızda hiç gece olmuyordu. Neden bilmiyorum ama sanki bunu düşünen sadece bendim. Lakin gün gelecek herkes farkına varacaktı. Diğerleri gibi içimden gelen bir ses böyle diyordu..

Gün oldu o gün geldi. Kendisinin bir güneş olduğunun farkına vardı. Eskisinden daha parlaktı. Bakamazdınız çünkü gözleriniz kamaşırdı. O da zaten kimseye kıyamazdı. Ama verdiği sıcaklık hala aynıydı. Tek fark, artık herkesin onu fark edebileceğiydi. Aklıma gelenlerin boşuna benim aklıma gelmedikleri bir kez daha aşikârdı.
Aynen ısıtmaya devam etti. Yanına yaklaşanların hiçbirini ayırt etmedi. Üşüdüğünüzde içinizi ısıttı. Hem de bunları güneş olduğu için değil kendisi istediği için yapıyordu. Kimileri kıskandı üzerine su dökmeye çalıştı, kimileri böylesine bir veli-nimetin değerini bilemedi. Fakat onlar için, ısıtmayı bıraktıysa da aydınlatmaya devam etti. Böylesine bir iyi niyete rastlanır mıydı? Bilemiyorum. Lakin içi kararanlara fazlasıyla yetecek kapasitedeydi. Böylece yaklaşan herkesin yüzü gülebilecekti. İsteyenin içi ısınacak, isteyenin gözleri kamaşacak, isteyeni karanlıklardan koruyacaktı.

Elbette ki bazen yağmurlar yağacaktı. İşte o zamanlar havalar biraz kapadı. Bulutlar geldi. Biz güneşi göremedik. Yağmurlar yağdı hep. Meğersem sonradan öğrendik ki, o bulutların da üzerine çıkarak yukarıdan ağlıyormuş. Bulutlar sadece makyajdan ibaretmiş. Amacıysa hem acılarını kimseye göstermeden yaşamak, hem de ısıttığı toprakların kurumasına engel olmakmış.

Biz, güneşin yalnızlığına üzülürken, birisi ortaya çıkmalıydı ve onun da değeri bilinmeliydi. En nihayetinde aranan kan bulundu. Güneş, herşeyden çok onu ısıttı. Soğuklara karşı yıkılmazlardı artık. O da elinden geleni yaptı güneşe karşı. Elbette bazen havalar rüzgârlı olacaktı. Çünkü yaz geceleri sinek yapardı ve sineklerin gitmesi için rüzgâr esmeliydi.

Başında tacı yoktu belki ama bir kraliçe olsa gerekti. Böylesi bir güzele rastlanması pek bir mümkünsüzdü. Dışarıdan bakınca da güzeldi, içiyse daha da bir güzeldi. Herkes de anladı zaten sonradan, benim en başlarında anladığım şeyleri. Zaten sanki geleceği görerek koyulmuştu onun adı.

Merak edenler varsa söyliyeyim hemen. O güneş hâlâ parlamakta. Bizler büyüdük, yaşlandık ve karanlıklara kaptırdık kendimizi belki ama o parladığı ilk gün ki haliyle hâlâ. Hele bir kafanızı kaldırıp bakın da bir gökyüzüne, görürsünüz siz de. Isıtır sizi de kocaman gülümsemesi ve güzel kalbiyle. Sonra birleşiriz hep birlikte, olmayan tacını takarız, başının üzerine..

………………………………………….

Anlatmakla bitmezdi ama benim boyum o kadar uzun anlatabilecek kadar uzun değilmiş..
Bazense masallar gerçeklerden daha gerçekmiş..

Oğuzhan..

“Masalcının Yaşadığı Bir Güneş Masalı..” için 1 Yorum

  1. aysegul Demiş ki:

    mükemmellll

Yorum Yaz